28 Haziran 2009 Pazar

Öp sana oğlum teyzenin elini!!!

Onlar değerli insanlar anneler.Onlar misafirlerine sonsuz hürmet gösterme çabasından asla vazgeçmeyen muhterem insanlar anneler.Sonsuz hürmet gösterme çabası dedim bu yazımda buna değineceğim.Malumunuz hepimiz çocuk olduk.Yeri geldi misafirliğe gittiğimizde sofra kuruldu ve yıllardır nedeni anlamış değiliz ilk oturan her zaman en büyüğün olması gerekir.Fakat her zaman biz çocuklar olarak sofraya ilk bizlerin oturma savaşından yıllardır vazgeçmedik.Bu yolda çok azarlar işittik,utandırıldık,aşağılandık annemizin "terbiyesiz"çığlıklarını her zaman sağ kulağımızdan alıp diğerinden geri teptik.Önemsemedik.Ev sahibinin yaşıtımız olan çocuklarıyla keyifli,hararetli oyunundan vazgeçmeyip çişimizi altımıza yapmayı tercih ettik.Biz çişimizi yapmaya devam ederken annemizin ellerinde belden aşağımız çıplak şekilde tuvalete yetiştirilmeye çalıştık.Tabi tuvalet sonrasında asla annenin şevkatli ellerinden tokat yemeyi ihmal etmedik.Yeri geldi ev sahibi biz olduk.Misafir teyzenin elini öpmek için odadan içeri girmesini bekleriz.Ama annenin ev sahibi refleksleri uslu durmaz ve annemizin ağzından duymak istediğimiz en son cümle gelir ardından:"Oğlum öp sana Naciye Teyzenin elini!"Bizde mahçup durumda anneye karşılık vermeyi unutmayız:"Tamam anne öpicem zatennn."Nedense bu tür durumlarda Naciye Teyzeler ellerinin öpülmesini yeterli bulmaz illaki ıslata ıslata "cap cup copur capır"sesleriyle yanaklarımızı dudaklarından içeri vakumlarlar.Hemen odayı terketip yanakları tiksintiyle silmek tek çözüm yoludur bu durumun.Ama bu durumdan muzdarip çocuklar olarak bizler yetişkin bir insan olduktan sonra bu anneden kalıtsal olarak bize de geçen bu refleksleri miras biçiminde devam ettiririz.Tabiki Türk toplumunu Türk toplumu yapan bu sonsuz hürmet anlayışıdır.Her ne kadar çocuklarımız isyan etsede...Her şeye rağmen misafirimizin ellerini öpmek için odadan içeri girmesi beklemiyoruz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder